Tablo bittiginde Osman Hamdi basyapitina baktigini hemen anladi. Sonuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatildigini anlamakta zorlanmislardi. Birbirlerine kaplumbaga terbiyecisi diye eski bir meslegin olup olmadigini soruyorlardi. En okumus yazmislar bile böyle bir meslekten söz edildigini hiç duymamislardi. Nerede çalisirlardi bu adamlar? Sirklerde mi? Yoksa saray bahçesinde mi? Kimse bilmiyordu. Osman Hamdi de hayati boyunca kimsenin bilmedigi meslekler yapmisti. Ressam olmustu en basta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardindan da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbaga terbiyecisinden bir farki yoktu aslinda! Kaplumbaga Terbiyecisi, -Osman Hamdi Bey'in Romani- çok çalismis ve bu topraklara aydinlama düsüncesinin tohumlarini serpmis bir adamin hayatini son derece açik ve akici bir dille anlatiyor.
Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Çerez ve Gizlilik sözleşmelerini inceleyebilirsiniz.